akıl fikir - 12.10.10 salı (75. hafta)
Son Buzul Erimeden - Levent Kurnaz / Küresel iklim değişikliğinin bilimsel
gerçekleri üzerine
geçen hafta iklim değişikliğinde bireysel etik konusuna değinmiştik
bu hafta da küresel etik konusuna göz atacağız
devletler iklim değişikliği konusunda neler yapıyorlar
abd senatosunda
kyoto anlaşması ilk kez senatoya geldiğince
95'e 0 (sıfır) oy ile reddedilmişti
bu da aslında şua anlama geliyor
tüm abd tarihinde
demokratlar ve cumhuriyetçiler belki de ilk defa
bu denli ortak karar almışlardır
atmosfere salınan gazlar ile ilgili yapılan ilk antlaşma
1987 montreal protokolü
ozon tabakasına zarar veren cfclerin kullanımı
2009'a kadar tamamen yasaklanacak dendi
ve 2009 itibarı ile de bu yasağa uyulduğu gözleniyor
ama buna itirazın fazla gelmemesinin nedeni
cfc denen gazlar sadece klima sektöründe
ya da deodorant gibi ürünlerde kullanılıyor
cfc yerine hcfcler (hidrokloroflorokarbon) kullanılmaya başlandı
bu madde ozona zarar vermiyor ama cfc'den %30 daha pahalı
ve bu da üstesinden gelinebilecek bir maliyet
ama konu petrol, co2 ya da diğer sera gazlarına gelince durum değişiyor
şimdi biz doğaya zarar vermeyen ama %30 daha fazla pahalı bir şey kullanalım desek sorunu çözebilir miyiz? levent hoca
hayır, yok öyle bir şey, öğrencileri
işin kötü tarafı ne biliyor musunuz?
aslında var
ve bu maliyet %30 bile değil
%1 ya da %2lik bir maliyet
asıl soru ise şu
peki bu parayı kim verecek?
geçen hafta ben niye "duyarlı" davranayım konusunu ele almıştık
bu hafta da devletler niye "duyarlı" davransın konusunu tartışacağız
kyoto anlaşması imzalandığı sırada
anlaşmanın tarafı olan ülkeler
dünyadaki sera gazı salımının %55'lik kısmından sorumlu idiler
ama geçen süreçte bu durum değişti
ve günümüzde artık kyoto imzacıları %30luk kısımdan sorumlu
%70 oranında sera gazı salan ülkeler ise kyoto'nun şu anda tarafı değil
bunun temel sebebi de aslında çin
1997'de de kyoto imzalandığında çin bugünkünden çok daha az karbon salıyordu atmosfere
ama 2000 sonrası endüstiye geçiş yapan çin tüm dengeleri değiştirdi
çin'in yanısıra hindistan için de aynı durum sözkonusu
(4shared)
caruso - luciano pavarotti
(grooveshark)
çindeki toplantı
iklim değişikliği hakkında geçen hafta yapılan
bu toplantı sene sonunda cancun'da (meksika)
yapılacak toplantıya hazırlık maksatlı idi
geçen sene copenhag'da yapılan toplantı
tüm bir sene ve önceki senelerde süren müzakerelerin ardından
anlaşmaya varılması ve imza atılması gereken bir toplantı idi
ama bu gerçekleşmedi
ve seneye cancun'da bir anlaşma olabilir dendi
ama cancun'da bir anlaşma olabilmesi için son umut
çin'deki toplantı idi
ama geçen cuma sabahı çin başbakanı türkiye'de idi
hem de kendi ülkesinde böylesine önemli bir toplantı sürecinde
kendi ülkesini temsil etmesi gerekir iken
yani bir nev-i iklim değişikliği toplantısını "sallamadığını" göstermiş oldu
işin diğer tuhaf yanı da şu idi
çin başbakanı türkiye'de iken
bizim başbakan da almanya'ya maçı izlemeye gitmişti
biz nasıl bireysel olarak
dünya kurtulsun diye ben daha fazla çaba sarfederken
x kişi hiç iplemiyor
ben enayi miyim kardeşim diye soruyor isek
aynısı devletler de yapıyor
benden şu kadar co2 emisyonu kısılmasını istiyorsunuz
ama şuna niye bir şey demiyorsunuz itirazını yükseltebiliyorlar
gelelim asıl sorulması gereken soruya
şu anda bir iklim değişikliği olduğu konusunda hepimiz mutabıkız
peki bu duruma gelinmesinde hangsinin payı daha fazla ?
uganda'nın mı?
yoksa abd'nin mi?
bu sorunun cevabı bize ülkelerin geçmişlerine
ve tarihi sorumluluğu olanların asıl hareketi yapmaları gerektiği sonucuna götürüyor
abd gibi ülkeler nasıl büyüdü
nasıl şimdiki gibi süper güç oldu
çünkü geçmişte kullandıkları teknolojiler dünyayı en çok onlar kirletti
bu duruma gelinmesinde başat rol hep onlarda idi
kyoto'nun mantığı da bu idi zaten
en fazla kirleten en fazla öder ya da en fazla kısıntıya gider
olması gereken şu
bir abd'li de bir ugandalı kadar atmosfere co2 salımalı ki
bir eşitlik sağlanabilsin
bu nedenle ugandalı sen co2 salma
bak abd'li ye de biz izin vermiyoruz denemez
bunun bir dengesi kurulabilmeli
ugandalı periyodik şekilde co2 salımını arttırabilir
çünkü onun tarihsel sorumlulukta bir payı bulunmuyor
denmeli ki
ugandalı tamam sen -atıyorum- %50 co2 salımını arttırma hakkına sahipsin
ama abd'li senin tarihsel sorumlulukta payın en üst mertebede
o nedenle sen de co2 salımını %80 azaltmak zorundasın
şu anda çin'de kişi başına düşen co2 salınımı oranı
abd'de kişi başına düşen co2 salınımı oranının ancak 5'te 1'i
o nedenle çin'de bana hesap sormadan önce siz önce benim seviyeme gelmelisiniz deme hakkına sahip
peki çin'deki co2 salınımı artışının sebebi ne?
bu artışın nedeni çin'in şu anda tüm dünyaya emtia üretmesi
dünyadaki ekonomik her türlü üretim neredeyse çin'de gerçekleşiyor şu anda
giydiğimiz tişört, dinlediğimiz radyo vsr
hep çin malı
bunu üreten çin'in mi tüm sorumluluk
yoksa onun ürettiğini tüketerek bu pazarı yaratan bizlerin de sorumluluğu var mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder