12 Aralık 2010 Pazar

Şafak Pavey - 3 Aralık BM Sakatlar Günü

akıl fikir - 03.12.10 cuma (82. hafta)



Açık Gazete - Ömer Madra, Avi Haligua, Volkan Artunç



09:30 - 10:00 Konukları - Şafak Pavey



Bugün 3 Aralık Engelliler Günü
Konuğumuz Şafak Pavey de BM İnsan Hakları Ofisi'nde bu konu üzerinde çalışan özel kaleminde görev yapıyor
Engelli Hakları Sekretaryasının Sorumlusu

Engelli olmak ne demektir?
Sakat nedir?
Engellilik meselesine nasıl bakmamız gerekir?

Nasıl başladı bu etkinlik?

1980'lerde başladı BM nezdinde sakat hakları çalışmaları
Biz insan hakları açısından bakıyoruz bu konuya da
Belli bir olaydan hareket edilmedi

BM nezdinde bu tarz pek çok gün var aslında
Geçenlerde mesela Tuvalet Günü idi
daha fazla ilgi çekmesi amacı ile Hijyen Günü yerine Tuvalet Günü denilmesi tercih edildi

Ama bu çok önemli bir durum gerçektende
Özellikle kadınlar için
Hindistan gibi bölgelerde kadınlar tuvalete dahi gidemiyor bazı bölgelerde, ömer abi

Engelliler için de çok önemlidir tuvalet kullanımı, şafak

bizim de yakın zamanda "Açık Kitap"ımız çıktı
Orda "tuvalet hakkı" maddesi de vardır, ömer abi

Gelelim 3 Aralık Sakatlar gününe
Sakat demek bir kere ayıp sayılıyor
aynen kadına kadın denmesinin ayıp sayılması gibi, ömer abi

nasıl adlandırıldığı önemli değil aslında
insan kendini nasıl ifade etmek istiyor ise öyle ifade edebilir
türkiye'de genel konsensus "engelli" kelimesi üzerinde sağlanmış gibi görünüyor
ama bu bana uluslararası alanda bu konu üzerinde çalışmalar yürüten bir türk olarak çokta doğru gelmiyor

engel bireyin değil hayatın kendisinden dolayı yaşanıyor
engelli değilde "engellenmiş" tabiri daha yerinde olabilir
mesela ingilizcede "disabled" kelimesi kullanılıyor

"disabled" kelimesi sakatlar tarafından siyasi manada kullanılıyor
hayat tarafından engellenen kişi anlamında
türkiye'de kullanıılan "engelli" kelimesi ise sakatların değil sakat olmayanların sakatlar için kullandıkları bir terim
ilerde siyasi olarakta durumu sahiplendiklerinde belki burada da "engellenmiş" kelimesinin kullaıldığını görebileceğiz, şafak

bana "özürlü" kelimesi her zaman çok itici gelmiştir
sanki bu insanların bi özür borcu varmış gibi, ömer madra

peki türkiye'de sakatların durumu nasıldır? ömer abi

ben iran'da yaşadım 2,2 sene
orda iran - ırak savaşı yaşandı ve 1 mio insan bu savaşta öldü
genelde istatistiki veri olarak savaşlarda her ölen kişi için 4 de sakat kişi gibi bir rakam hesaplanır
bu da iran'da 4 milyon insan savaş sonucu sakat kalmış demektir
ve ben iran'da hemen hiç sakat görmedim
evlere zincirlenmiş şekilde yaşayan insanlar

şehit olunca tüm duvarlarda afişlerde resimler asılıyor
ama savaşta sakat kalmış insanlar bir ayıp gibi gizleniyorlar

türkiye'de ise sakatlar bir bağış ya da hayır yapılacak insanlar olarak görülüyorlar

Türkiye BM Engelli Hakları anlaşmasını onayladı

baltazar cetveli (bu nedir ya??)

türkiye'de 8,5 milyon civarı sakat insan bulunduğu söyleniyor
ve sokaklarda bu sayıya denk düşen kadar sakat insan görmüyoruz esasında

ben en son lübnan'da çalıştım
ve kendi deneyimlerinden söyleyebilirim ki
orda tanıdığım her 2 insanda 1'i sakattı

nepal'de mesela her 2 çocuktan 1'inin ayağı yok
sierra lenone'de de benzer bir durum var

dünyanın utancıdır aslında engelliler
hala üzerindeki perde tam olarak kaldırılmamış bir engelli kıyımı vardır nazi döneminde almanya'sında yaşayan
1938 berlin olimpiyatlarının yapıldığı stadyumda 2. dünya savaşı sırasında engelliler yakılmıştır

genelde dünya nüfusunun %10'u sakat olarak tahmin ediliyor
ama kayıt dışı rakamlar o kadar fazla ki bu bile gerçekçi değil aslında

%10'u bile doğru kabul etsek bu 700 milyon sakat var demektir, ömer abi

engelli dünya komitesi engelli hakları için çok sıkı çalıştı
ve rekor sayıda ülke kısa sürede bunun altına imza attı

eşit ve sıradan yurttaşlık artık temel hedef diyebiliriz

tabirlerin de değişmesi gerekiyor
eli sakat bilmem kim
topal .... yerine daha farklı tanımlar gelmeli
mesela "tekerlekli sandalyeye düşmüş" gibi bir tabir var
ne ilgisi var ki bu durumun "düşmüş olmakla"

evrensel tasarım prensipleri dediğimiz mimari tasarımlar getiriyoruz biz
çünkü japonların boyu ile iskandinavların boyu aynı değil
aynı ülkede yaşayan insanların da yetileri aynı seviyede değil
günümüz dünyasında yapılan herşey 25 yaşlarında sağlıklı erkekler baz alınarak yapılıyor gibi bir durum var

zor tasarım
evrensel tasarım

aslında rahat hayat herkes için tercih edilebilir bir hayat
engelliler için tasarlansa her şey bundan herkes ama herkes faydalanacak

Bağcılar Belediyesi'nden aldığımız basın daveti
Bunu sizinle de paylaşmazlık edemedik
"Görme engelliler atış yapıyor" başlıklı basın daveti
bir de not iliştirmişler
"programa katılan basın mensuplarına da atış yaptırılacaktır" demişler

hala "sirk", "cüce" bakışı var engellilere yönelik
o bakış hala geçerli olduğu için bu tür faaliyetlerde halen sürüyor ne yazık ki, şafak

sirk mantalitesi

türkçedeki "başın öne eğilmesin" lafı
engelliler için "başını öne eğ ve diğerlerini eğlendir"e dönmüş gibi bir durum var

bu "gelenler ded atış yapacak" duyurusu sanki gelsinler diye konmuş
kek ve limonta da var tadında bir şeydir galiba, avi
(şafak'tan kahkahalar)

en son yapılan yerel seçimlerde çok büyük bir ihmal yapılmıştı
400bin kadar engelli vatandaşa mektup yazılıp
"oy kullanmaya gitmeyin
zaten gitseniz de oy veremezsiniz" denmişti
bu da aslında sirk mantalitesinin başka bir tezahürü

son söz olarak şunu söyleyebilirim
hayır ve sevap kazanma alanı değildir engelli hakları
bir insan hakkıdır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder